Almanya’da düzenlenecek EURO 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’nde grup aşaması, hafta içi oynanan maçlarla tamamlandı. D Grubu’nu Hırvatistan’ın önünde lider tamamlayan A Milli Takım, tarihinde ilk kez eleme grubunu lider bitirerek turnuvaya gitmeye hak kazandı.
Kura çekiminde ikinci torbada yer alacak olan A Milli Takım’ın eleme grubu maçlarındaki performansını, kadro kalitesini, EURO 2024’teki potansiyelini ve Stefan Kuntz ile Vincenzo Montella’nın oynattığı futbol arasındaki farkları spor yorumcuları Ayhan Şensoy ve Melih Şabanoğlu ile konuştuk.
‘KUNTZ’UN SABİT OYUNCULARI VARDI, MONTELLA RAKİBE GÖRE 11 ÇIKARIYOR’
Stefan Kuntz döneminde sabit oyuncular olduğunu ve mevcut performanslara bakılmaksızın CV’ye göre 11 yapıldığını söyleyen spor yorumcusu Ayhan Şensoy, iki teknik direktör arasındaki farkı şöyle açıkladı:
“Montella geldikten sonra bunu tamamen değiştirdi. Örnek vermek gerekirse Montella Hoca, Hırvatistan’ı deplasmanda 1-0 yendiğimiz maça savunmada Samet Akaydın ve Abdulkerim Bardakçı ile başladı. Samet Akaydın sezon başında Fenerbahçe’de beşinci stoper durumuna düşmüştü. Vincenzo Montella Adana Demirspor’a geldiğinde Türkiye’de kendisiyle ilk röportajı yapan gazeteciyim. Onun oyun anlayışını iyi kavradığımı düşünüyorum. Vincenzo Montella Türkiye’deki oyuncu havuzunu çok iyi tanıyor. Bu yüzden rakibe göre 11 çıkarıyor.
Montella duygusal bir insan. Bana, ‘Kendimi kötü hissettiğimde Pino Daniele dinlerim’ demişti. Türk oyuncuların çoğunlukla duygusal yaklaşım içinde olduğunu biliyor. Bu duygusallık bizim eksimiz ya da artımız. Yoruma açık ancak Stefan Kuntz döneminde ne hocayla oyuncular arasında ne de hocayla Türk halkı arasında bir bağ kuruldu. Kuntz döneminde Milli Takım kazansa da oyun tatmin etmiyordu. Montella döneminde ise şu ana dek maç kaybedilse bile iyi futbol vaat ediyor. En büyük fark bu bence.”
‘MONTELLA BU FUTBOLCULARDAN ADANA DEMİRSPOR’DAYKEN MAKSİMUM VERİM ALMIŞTI’
Türkiye’nin 53 ülke arasından 23’e girmesinin başarıdan çok bir gereklilik olduğunu, asıl başarının ise grubu lider tamamlamak olduğunu vurgulayan spor yorumcusu Melih Şabanoğlu şöyle konuştu:
“Stefan Kuntz’un da başarabileceği bir süreçti bu ve ilk dört maçta elde edilen üç galibiyet finallere katılmak için yeterliydi. Ancak Milli Takım’ı oluşturan futbolcu grubuyla Kuntz arasındaki güven ilişkisinin yara aldığı anlaşılıyor. Esasında Montella’nın tercih ettiği oyuncu grubuyla Kuntz’un kullandığı grup arasında iki açıdan farklılık göze çarptı. İlk fark Montella’nın Samet Akaydın, Yunus Akgün, Yusuf Sarı, Emre Akbaba gibi Adana Demirspor’un teknik direktörüyken beraber çalıştığı bazı oyuncuları tercih etmesiydi. Bu da aslında çok anlaşılır bir şey, zira Montella bu futbolculardan Adana Demirspor’un başındayken maksimum verim almıştı. Bunun dışında Montella kulüp takımında oldukça formda olan ve Şampiyonlar Ligi’nde iyi maçlar çıkaran Abdülkerim Bardakcı’yı Milli Takım’a kazandırarak tandem hattını Abdülkerim Bardakcı-Samet Akaydın’dan oluşturdu. Hatırlanacağı gibi selefi Kuntz tandem hattında, kendi takımlarında oynamasalar bile lejyoner futbolcuları tercih ediyordu.”
‘EN BÜYÜK KATKISI TAKTİK ANLAYIŞTA OLDU’
Montella’nın Milli Takım’a en büyük katkısı taktik anlayışta olduğunu belirten Şabanoğlu, “Bu da hiç şaşırtıcı değil, çünkü Montella taktiğe en çok değer verilen bir ülkenin, İtalya’nın futbol elçisi. Montella’nın özellikle rakiplerinin zayıf yönlerini analiz ederek ortaya çıkardığı taktik anlayış Hırvatistan maçına çok net biçimde damga vurdu. Öyle ki Barış Alper Yılmaz’ın Türkiye’ye galibiyet getiren golü, antrenmanlarda üzerinde çalışılmış bir goldü” diye konuştu.
‘GRUPTAN ÇIKARSAK SONUNU KESTİREMEYİZ’
EURO 2024’te torbalara takılmamak gerektiğini söyleyen Ayhan Şensoy, “Şu anki tablo çok güzel yerler hayal ettiriyor. Bu takımda henüz Arda Güler yok. Umarım 2024 yazında o’nu Almanya’da izleyebiliriz. Şimdi Kenan Yıldız da denkleme dahil oldu. Bu oyuncu grubu çabuk öğreniyor. Montella da bunu söyledi. Montella ile oyuncular arasındaki güçlü bağ ve sahada gösterdikleri taktiğe bağlı iyi performans benim beklentilerimi arttırdı. Bizim için turnuvada kritik eşik gruplardan çıkmak olacak. Eğer bunu başarabilirsek, sonu kestiremeyeceğimiz bir yere bile gidebilir. Euro 2008’de olduğu gibi” ifadelerini kullandı.
‘FİNALLERE DAMGA VURABİLİR’
Montella’nın futbol zihniyetinin grup aşamasının ardından Almanya’daki Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine de damga vurabileceğini söyleyen Melih Şabanoğlu da Türkiye’nin turnuvadaki şansıyla ilgili, “Bunun iki nedeni olduğu düşüncesindeyim. İlki Montella grup aşamasında Türkiye’ye özellikle ikinci bölgede pres yaptırarak rakiplerini bozan bir oyun oynattı. Başka bir deyişle Türkiye reaktif oynayan bir takım ve bu da Türkiye’nin finallerde de iş görebileceğini söylüyor bize. İkinci olarak Montella taktiğe önem veren bir hoca. Bu da bize Türkiye’nin her ne kadar genel bir oyun şablonuna sahip olsa da finallerde karşılaşmalarda oyununu rakiplerine göre de modifiye edeceğini düşündürtüyor” dedi.
‘BU JENERASYON, KENDİNE UYGUN HOCAYI SONUNDA BULDU’
Kuntz döneminde oynayan Cengiz Ünder, Merih Demiral, Orkun Kökçü ve Çağlar Söyüncü gibi oyuncuların Montella döneminde henüz pek süre alamadığını belirten Ayhan Şensoy, “Bazı oyuncuların sakatlıklarından dolayı oynayamadığını hatırlatmakta fayda var. Pivot santrafor sıkıntımız vardı, Bertuğ Yıldırım geldi. Sol bek mevkisi dışında alternatifli bir oyuncu havuzu var. Yani her sisteme uygun oyuncu grubu var. Bence çok iyi bir jenerasyon yakaladık. Üstelik bu oyuncuların dilinden ve ruhundan anlayan bir teknik direktöre de sahibiz. Buna sahip çıkıp, tadını çıkarmalıyız. Nagelsmann, ‘Günümüz futbolunda taktik işin yüzde 30’luk bölümünü kapsıyor. İşin yüzde 70’i iletişimden geçiyor’ diyor. Montella, Türkiye’de aile içinde bile büyük bir sorun olan iletişimi sorununu Milli Takım’da çözdü. Bu jenerasyon kendine uygun bir hocayı sonunda buldu” ifadelerini kullandı.
‘YETENEK TAVANI YÜKSEK BİR GENÇ JENERASYON VAR’
Türkiye’nin genç ve gelecek vaat eden bir futbolcu kuşağına sahip olduğunun çok açık olduğunu belirten Melih Şabanoğlu, genç oyunculardan yeterince yararlanılmadığını da vurgulayarak şunları söyledi:
“Ancak bu sadece günümüzle sınırlı değil, yakın döneme baktığımızda aslında Türkiye’nin genç kuşak futbolculara sahip olma bakımından hep şanslı bir ülke olduğunu görüyoruz. Ki bunda Türkiye’nin demografik özelliklerinin yanı sıra, Avrupa’nın önemli futbol ülkelerinde geniş bir diaspora ağına sahip olmasının da önemi var. Ancak diğer taraftan her yaş kategorisinde ulusal takımları çalıştıran teknik direktörlerin Türkiye’nin genç jenerasyonlara sahip olmasından yeterince yararlandıklarını söyleyemeyiz. Buna örnek olarak Milli Takım’ın omurgasında yer alan Kerem Aktürkoğlu ve İsmail Yüksek gösterilebilir. Aktürkoğlu ve Yüksek Türkiye’nin 21 Yaş Altı Milli Takımı’nda bir dakika bile görev yapmadan A Milli oldu. Bugün çok övgüler düzülen Kenan Yıldız da 21 Yaş Altı Milli Takım’da sadece iki kez resmi maça çıkabilmişti. Abdülkerim Bardakcı’ya da 2013’te U-21 Milli Takımı’nda iki kez oynadıktan tam 10 yıl sonra A Milli Takım’da görev verildi.
Halen Türkiye’nin elinde yetenek tavanı yüksek genç bir jenerasyon var. Bu jenerasyondan maksimum ölçüde yararlanabilmek için Türkiye’nin bu çocuklara güvenen teknik direktörlere ihtiyacı var, ki bu açıdan Kuntz ve Montella’nın iyi sınavlar verdiklerini söylememiz gerekiyor.”